Photos: Kayhan Kaygusuz
İstanbul dünyanın en kalabalık, en kaotik, en yorucu ama aynı zamanda en güzel kentlerinden biri. Günümüzde beton ve demire hapsolmuş bu kent, doğadan kopuk, mutsuz ve depresif insanların yaşadığı boğucu bir kente dönüşmüştür. İstanbul’da yaşayan ve çalışan bir sanatçı olarak, ister istemez bu durumdan ben de etkilenmekteyim. “Konstrüksiyon” adlı heykelim, kent yaşamının içinde kendi sınırlarını ve kendi varoluş olanaklarını arayan insanoğlunun bir görüntüsünü sunmaktadır. İki parçaya ayrılıp yükselen bu figür, beton ve demir malzemesiyle, kent içinde kenti saran binaların malzemesine dönüşen ve kendi kurduğu kente hapsolan insanoğlunun bir temsilidir.
Istanbul is one of the most crowded, chaotic, exhausting, but also the most beautiful cities in the world. Today, this city which is trapped in concrete and metal, has become a stifling city where people are separated from nature, living unhappy and depressed. As an artist who lives and works in Istanbul, I am inevitably been affected by this situation. The sculpture "Construction" represents an image of the human being looking for its own boundaries and possibilities of its own existence in urban life. This figure, separated into two parts and rising, is a representation of human being who is trapped in the city he built himself with concrete and iron material, turned into the material of the buildings that surround the city in the city.
